
Marmaris’in yaz sıcaklarının yerini pastırma sıcakları ve değişmeyen nem almıştı. Giysilerimiz bedenimize mıknatıs gibi yapışmıyordu.Eylül ilk rengini vermişti bize armağan sarıya döner kızıllığında. Bendeniz yine çatladım sarı sıcakta. Saçlarımı tepeme topuz yaptım,ensemi esintiye bıraktım. Geniş ve yavşan saç bağı ile iyice sivri oldu tepem.


Sen çok yaşa emi arkadaşım senin çin çatısı nerelere sürüklemedi ki beni. Evvela,Çinlilerin üçgenimsi çatılarını belgesellerde,filmlerde görmüşlüğüme gittim geldim.Çinliler neden çatılarını çok dik yere eğilimli yaparlar ki diye de düşünmeden edemedim. Muson yağmurlarından fazlasıyla nasibini alan en kalabalık ülke. Arkası kesilmeyen yağmurlar ve yaşanan sel felaketleri…Akıp gitsin ,kayıp gitsin damlalar…En sağlam yaptıkları çatı tipi belki de.
Bizim gibi çok özel oda düşkünlükleri yok. Çalışkan bir millet.Malum nüfus kalabalık…Az yer kaplayan,rüzgara, yağmura her türlü doğal afetlere karşı sağlam olan kulübecikler. Çin çatısı böyle de icatlarına gelince ,insanın akıl sınırlarını zorlayan ne kadar karmaşık,pratik aletler,araçlar,gereçler varsa Çinliler üretmiş.

Ben onu bunu bilmem Çinli üretir ,kendine en iyisini başkalarına ise alıcısına göre üretir. Orta asyadan beri kanmaya ,kandırılmaya kanıksamışsan diyeceğim.Onlar iyi ,güzel ipekli kumaş üretir , onlar aklına hayaline gelemeyecek her şeyi üretir.Sen yalnızca çatılarına bak anlarsın.Çin çatısı su geçirmez ,sağlam evleri…Çinli dünyayı kandırır ,kendini kandırmaz .

2 EYLÜL 2016
KHA-...Hatice ALTUNAY...
0 Yorumlar